Cumartesi, Kasım 22, 2025

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Gizemli Yorgunluk

Bölüm 4

Kadının elleri titriyordu kapının altından çıkan kâğıt parçasını usulca düzleştirdi. Sarı, kırışmış, kenarları yanık bir nottu bu. Mürekkebi solmuş harfler, sanki zamana direnerek orada kalmıştı. Notu yavaşça okumaya başladı.

“Eğer bir gün geri dönersen bizi ışığın altında ara. Karanlık evin değil, kalbinin içindeki kapıyı aç. Biz oradayız, anne.”

Kadın dizlerinin üzerine çöktü. Gözlerinden süzülen yaşlar kâğıdı ıslattı, harfler birbirine karıştı. Bir anda etraf sessizleşti. Rüzgâr bile nefesini tutmuş gibiydi. O an da evin duvarlarından belli belirsiz bir tını yükseldi. Sanki duvarların içinden bir çocuk gülüşü duyuldu. Kadın, başını kaldırıp koridorun sonuna baktı. Yıllardır kapalı olan kapı, kendi kendine aralandı. İçeriden sıcak, beyaz bir ışık taşarak odayı doldurdu. Adımlarını ışığa doğru attı, her adımda bir hatıra canlanıyordu. Küçük kızının saçına taktığı mavi tokalar, oğlunun, “Anne bana da çay koy,” deyişi, hepsi birer yankı gibi dönüp dolaşıyordu odada.

Kadın ışığın içine girdiğinde kalbinin ağırlığı hafifledi. Birden karşısında iki küçük siluet belirdi. Yüzlerini net göremiyordu ama onların kim olduğunu kalbi biliyordu. Çocuklarıydı. Nihayet yüzlerini gördü. O kadar berrak bir gülümseme ile bakıyorlardı ki annelerine kadın artık ağlamıyordu. Sanki gözyaşları bile huzura dönmüştü.

Küçük kız elini uzattı, “Artık korkma anne, buradayı,” dedi, sesi hem bir fısıltı hem bir ninni gibiydi.

Kadın o eli tuttuğunda parmaklarının arasından ışık süzüldü. O an kalbi yıllar sonra ilk kez acısız attı. Evdeki küf kokusu yerini papatya ve naftalin karışımı o tanıdık kokuya bıraktı. Zaman yavaşladı. Işık duvarlardan süzülüp tavana yükselirken kadın da adım adım onlarla birlikte yürüdü, ayaklarının altındaki yer geçmişin buğusuna karışmış bir boşluktu. Sanki artık beden değil yalnızca ruh yürüyordu. Kapının önündeki adam, sadece parlayan bir ışık gördü kadının bedeni yok olmuştu. Ama yerde bir tek şey kalmıştı o sarı kâğıt.

Adam eğilip kâğıdı eline aldı. Üzerinde yeni bir cümle daha belirmişti. O satır daha önce orada yoktu.

“Yorgunluk bitti, ışık bizi buldu.” Adam kâğıdı titreyen elleriyle cebine koydu. Bir süre evin sessizliğine baktı. Sonra arkasını dönüp uzaklaştı. Evin penceresinden dışarıya süzülen ışık, o gece yıldızlara karıştı ve Gizemli Yorgunluk evi bir daha hiç kimse tarafından bulunamadı.

Eda Nur Talan
Eda Nur Talan
18 yaşındayım. Eskişehir Anadolu üniversitesi okul öncesi öğretmenliği 2. Sınıf öğrencisiyim. Yazmaya ilk olarak farklı atölyelerde eğitim alarak başladım. Aynı zaman da karakalem resim çalışmaları da yaptım. Şu an hem öyküler yazıyorum hem de resimler çizerek hayata iz bırakmaya çalışıyorum.

POPÜLER YAZILAR