İLK AŞK
Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan ısınmak mümkün mü?
Otuzlarında bir yazar olan Neve, kendisinden yaşça büyük Edwyn ile evlidir. Hayatları başlarda görece bir huzurla dolu gibi görünse de ikisinin de geçmişi bugünlerini tehdit eden, kapanmayan yaralarla doludur. Neve, her an patlamaya hazır bir bombanın gerilimiyle dolu yaşamında onu bu noktaya getiren kişileri ve olayları anımsarken, zorba bir baba, benmerkezci bir anne ve aklına estikçe ortaya çıkan eski sevgilisi ile bir türlü bağ kuramamış genç bir kadınla tanıştırır okuru.
Gwendoline Riley, kendisine Women’s Prize, Gordon Burn, Goldsmiths, Dylan Thomas ve James Tait Black Memorial gibi ödüllerde adaylığın yanı sıra Geoffrey Faber Memorial Ödülü’nü kazandıran İlk Aşk’ta çaresizlik ve düşmanlık arasındaki ilişkiyi yine cesur ve benzersiz üslubu ile mercek altına alıyor.

“Riley’nin yazdıkları her zaman net, odaklı ve sakin olmuştur- tıpkı bir Edward Hopper resmi gibi fakat İlk Aşk daha zengin, daha rafine ve boğucu bir gerilimle dolu.” –The Guardian
“Riley, diyalog yazmadaki muhteşem yeteneğiyle Henry Green ve Barbara Pym’in de dahil olduğu İngiliz edebiyat mirasındaki yerini alıyor. Hayatta karşılaştıklarımızı böylesine incelikle aydınlatan bir yazarla tanıştığımız için çok şanslıyız.” –Claire Messud “Gwendoline Riley’nin düello davetini kabul edin, çünkü buna değer.” –TLS
RESMİGEÇİT
Bir ressam, kariyerinin geç döneminde dünyayı baş aşağı gösterdiği resimler yapmaya başlar. Bu, karısıyla ilişkisinde yeni bir dönemin başlangıcı olur. Bir kadın sokakta bir yabancının saldırısına uğrar ve kadınlığına dair gömülü kalmış bir bilgi gün yüzüne çıkar. Bir kadın heykeltıraşın eserlerinin sergilendiği müzede bir adam intihar eder. Aynı akşam bir grup arkadaş intiharı ve heykeltıraşın yaşamını konuşurlar. Bir anne ölür ve çocuklarına özgürlüğe benzeyen bir duyguyu miras bırakır.

Rachel Cusk son romanı Resmigeçit’te, hepsi aynı adı taşıyan birkaç farklı sanatçının sanat yaşamları ve aile ilişkileri üzerinden yaratıcılık, kimlik, kadınlık, annelik, beden ve ölüm gibi temaları kendisinden alıştığımız bir radikallikle irdeliyor. Zaman zaman bir felsefe metnini, zaman zaman uzun bir düzyazı şiiri andıran Resmigeçit edebiyatın ulaşabileceği uçları gösteren sarsıcı, görkemli bir roman.
“Cusk’ın şimdiye dek yazdığı en müzikal yapıt… Cusk’ın yapıtlarında hep olduğu gibi, labirentten çıkış yolunu benzersiz bir ses gösteriyor.” Ange Mlinko, London Review of Books
“Resmigeçit eskimiş deneysel usulleri taklit etmiyor. Bunun yerine Cusk bir kez daha sahiden yeni bir şey yazmış.” Maddie Crum, Vulture
“Resmigeçit, Cusk’ın roman türünün geleceğine giden yolunda yeni bir adım.” Jana Siciliano, Bookreporter
GERİ VERİLEN KIZ
2017 PREMIO CAMPIELLO KAZANANI
WASHINGTON POST ve KIRKUS REVIEWS’ta YILIN KİTABI
Ben Arminuta’ydım, yani geri verilen. Konuştuğum dil başka bir dildi ve kime ait olduğumu bilmiyordum…
On üç yaşındaki bir kız, sevgi dolu, kitaplarla çevrili güvenli dünyasından koparılır ve hiç tanımadığı bir gerçekliğe, beş çocuklu öz ailesinin yanına bırakılır. Bu geri verilişin nedenleri ondan sır gibi saklanır. Yoksulluğun ve sertliğin hüküm sürdüğü kırsal bir hayatın parçasıdır artık. İki anne, iki farklı hayat ve iki kimlik arasında savrulurken, tüm bu zorlukların içinde, bir ışık parıldar: Küçük kız kardeşi Adriana’nın saf, sarsılmaz sevgisi. Adriana, bu sert dünyada ablası için hem bir sığınak hem de direnişin simgesi olacaktır.

Di Pietrantonio’nun ödüllü kitabı Geri Verilen Kız, terk edilişin acısını, aidiyet arayışını ve ayakta kalmanın kırılgan dengesini anlatan derin ve sarsıcı bir roman.
“Donatella Di Pietrantonio, hassas ve güçlü anlatımıyla anneler ile kızlarının, kız kardeşliğin ve kendini keşfetmenin gelgitli hikayesini anlatıyor.” World Literature Today
“Di Pietrantonio’nun anlattıkları dokunabileceğiniz kadar gerçekçi ve incelikli örülmüş.” Washington Post
“Bir yandan yüreğinizi burkacak, diğer yandan içinizi ısıtacak.” Economist
“Yılın en iyi İtalyan romanı.” Huffington Post