Cumartesi, Ağustos 16, 2025

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Ebeveyn Olduktan Sonra Öğrendiklerim

Bu başlık upuzun bir seri olmayı hak ediyor aslında. Keza hayatımı gözüm açık, algım farklı, inceler ve analiz eder şekilde, ergenlik duygularımı rafa kaldırarak yaşadığım dönem ilk çocuğumu dünyaya getirdim.

Az önce çok sevdiğim bir arkadaşım, Instagram’dan bir video gönderdi bana. Malum bu aralar Reels izleyip arkadaşlarımıza göndermek en sevdiğimiz ve bağımlısı olduğumuz hobilerimizden… Çünkü ellerimizde telefonla yaşıyoruz, evet. Neyse bu bambaşka bir konu.

Videoda bir baba, marketten elinde kızı için yaptığı etkinlik eşyaları alışverişi torbalarıyla dönüyor. Kızı okuldan geldiğinde beraber etkinlik yapmaya başlıyorlar ve baba sürekli gülümseyerek, kızına onu ne kadar sevdiğini söyleyerek onunla vakit geçiriyor. Bu süreci de kaydetmiş ve Reels’a dönüştürmüş.

Arkadaşım bu videoyu gönderirken bir soru sormuş; “Bu babanın hayatının gerçeği mi bu, yoksa Instagram için rol mü yapıyor acaba?”

Sosyal medyada gördüklerimizi yorumlamanın bin bir yolu var tabii ki. Gerçek şu ki, bu sorunun gerçek cevabını asla bilemeyiz. Fakat bu video ve soru bende bu yazıyı yazma dürtüsü uyandırdı. 

Babanın hayatının akışı böyleyse bile bu kıymetli anların varlığı, aynı zamanda ara ara hatta bazı dönemlerde sık sık yorgunluktan veya tahammülsüzlükten baygınlık geçirdiğimiz zamanların varlığını değiştirmiyor. 

Ebeveynlik çok zor. Bir insanı, hele ki mahalle kültürünün artık sıfırlandığı -çünkü çocukların akranları vardı, akranlarının anneleri dayanışırdı -, kalabalık ailelerdeki yardımlaşmanın olmadığı (bu da başka bir yazının konusu olmalı çünkü çocuklarımıza anlatılan anlamsız ve korkunç hikâyeler anlatan, onlara sıfatlar takan, ağzından çıkanı duymayan başka jenerasyonlar üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayacaktı), sokakların güvenliğinin yerlerde gezdiği, ev dışında yapılabilecek aktivitelerin ciddi anlamda cep yaktığı; hastalık, şehirlilik derken evlerin içinde hapsolmuş teknoloji çağı çocuklarını büyütmek ebeveynler için çok daha zor bir hâl aldı. 

Yine bu çağda yepyeni bir gelir alanı olan influencer’lık sebebiyle, düzgün bir fotoğraf çekimi ortaya çıkarmak için sarsa sarsa, ağlata ağlata manken gibi kullanılan çocuklara şahit olduk. Kamera arkasında canavarlaşan anne babalar ve adeta sömürülen çocukların mutlu aile tablosu olarak yansıtıldığı hesaplar gördük. Kapalı kapılar ardında ne teknoloji çağında ne de gerçek yaşamda olan bitene hâkim değiliz, hiçbir zaman olmadık. Yalnızca bize sunulana erişimimiz var. Kimsenin niyetini, o ânın öncesinde veya sonrasında nasıl davrandığını bilmiyoruz, bilemeyeceği de.

Fakat ebeveyn olduktan sonra öğrendim ki, bir an çocuğunun tırnağının dibindeki kalkan şeytan tırnağına ağlamaklı olan ve ona asla kıyamayan ebeveynin başka bir an uykusuzluktan, yıpranmışlıktan ve yorgunluktan cinnet geçirerek aynı çocuğu perişan edene kadar ona öfkelenebileceğini, ardından da çektiği vicdan azabıyla ona sarılıp ondan daha çok ağlayabileceğini öğrendim. 

Travmasız çocuk yok kanımca. Çünkü biz travmalıyız. Çünkü vücudumuz etten kemikten. Özellikle uykusuzken veya yorgunken veya hastayken bir ebeveynin verebileceğinden çoğunu isteyen, daha da fenası bekası için buna ihtiyaç duyan çocuklarımızı kendimizden korumamız her zaman mümkün olmuyor. Günün tüm tükenmişliğiyle yatağa geçen ebeveynin gözünü kapadığı anda uykusundan tüm enerjisini toplayarak uyanmış bir çocuğa insan vücudunun nazik tepki gösterememesi de maalesef son derece doğal. Ebeveyn olduktan sonra ebeveynliğin çok zor olduğunu ve akıl sağlığını dengede tutmaya çalışmanın sandaletlerle kaygan buzda gezmeye benzediğini öğrendim…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Beril Bozdoğan
Beril Bozdoğan
1986 yılında İstanbul’da doğdu. Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Teknolojik Danışmanlık ve Eğitim sektörlerinde çalıştı. Üniversite ve iş hayatı boyunca; Sanat Tarihi, Çizim, Yaratıcı Yazma, Editörlük eğitimlerini sürdürdü. Anne olduktan sonra ise edebiyata ve resim sanatına ağırlık verdi. Blöf-Aşkın Aşınmış Hali adlı yayımlanmış bir romanı var.

POPÜLER YAZILAR