Cuma, Temmuz 18, 2025

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

90’larda Cam Kenarında Bir Başkaldırı: Sıdıka

SIDIKA dizisi, Show TV kanalında ilk kez 24 Şubat 1997 tarihinde yayımlanan, Atilla Atalay’ın mizah dergilerindeki hikâyelerinin, 1994 yılında kitaplaştırılmasından uyarlanan, öykü ve senaryosunun da Atilla Atalay’a ait olduğu bir dizi. Dizinin yönetmenleri ise Mahinur Ergun ve Fatmanur Sevinç. 

Dizi, “Kenar mahallenin cam kenarından, dünya düştü benim, yarım aklıma. Camda duran çiçeklerin arasında, dünyayı taktım ben, deli aklıma… Gir içeri, kır dizini, dön önüne, kız Sıdıka, annen görür, baban duyar, dayak yersin, kız Sıdıka,” jenerik müziğiyle birlikte gezegenlerin, yıldızların arasında, uçan penceresinden dünyayabakan Sıdıka ile açılıyor. Sıdıka’nın penceresi, Mısır Piramitleri’nin, Uzakdoğu tapınaklarının, kutuplardaki penguenlerin arasında dolaşıp bir fabrikadan çıkan dumanların arasından kenar mahalledeki evinde duruyor.

Sıdıka, baskıcı bir ailede büyüyen; bilgili, geleneksel, toplumsal cinsiyet normlarına karşı, haberleri izleyip, gazete ve kitap okuyarak kendisini geliştirmeye çalışan, o dönemin jargonuna göre, bir ev kızı. Baba Zekeriya Saka, geleneksel, sert, baskıcı bir figür. Anne Safiye, kocasından korkan, geleneksel toplumsal normlara bağlı, evin düzenini sağlamaya çalışan bir kadın. Abi Samim, işsiz, tembel, Sıdıka’ya göre aklı daha kıt, Sıdıka’yı koruma ve kollama görevini Sıdıka’yı döverek yerine getirmeye çalışan bir karakter.

Sıdıka dizisi, bir aile draması olmasının yanı sıra, dönemin toplumsal ve siyasal hicvini de güzel gerçekleştiriyor. Sıdıka’nın çekirdek aile sorunlarına gelince; tanıdık, bildik hikâyeler. 90’lar Türkiye’sinde, kızını, toplum kurallarına hazırlaması gerektiği düşünülen anne Safiye ile çatışmaları, genellikle annenin Sıdıka’yı, evin en yetkili otoritesi olan baba Zekeriya’ya şikâyet etme tehditiyle sönümleniyor. Safiye, Sıdıka’yı “Sus kız! babana söylerim”, “İntihar edersen, baban öldürür seni,” diye gözünü korkutarak, depresyon geçiren kızına; “Yalan konuşma, çocukken geçirdin sen hepsini,” diyerek zapturapt altına alıyor. 

Safiye, kendisi de çekinmesine, utanmasına, baskılanmasına rağmen kızının çılgınlarına bazen ayak uyduran, kıyafete yanlışlıkla çamaşır suyu damlattığında, evde tek akıllı bulduğu kızından yardım isteyen, onun yanlışlarını örtmeye çalışan, evdeki gerginliklere susarak ve susturarak çözmeye çalışan, Sıdıka ile hem kadın dayanışmasına giren hem de Sıdıka’nın tepesinde, ataerkil tahakkümü devam ettiren birisi. Safiye, o yıllarda ne kadar da tanıdık bir anne figürü. Fikret, dönemin babaları gibi; bağırarak, şiddet uygulamakla tehdit ederek ve bazen de şiddet uygulayarak aileyi bir arada tuttuğunu ve ailesini tehlikelerden koruduğunu düşünen, ama genellikle evdeki gündemin dışında kalan bir figür. Yine oldukça tanıdık baba figürlerinden.

Samim ise Sıdıka’dan daha akılsız birisi olmasına rağmen, sırf erkek olduğu için, ailede daha çok sözü geçen, 90’lar döneminde dövüş filmlerinin etkisiyle birlikte, hemen her mahallede açılan tekvando kurslarına giden ve dövüş becerilerini Sıdıka üzerinde deneyen; işsiz, güçsüz, beceriksiz bir yetişkin ama halen küçük oğlan çocuğu kalmış bir karakter. Sıdıka, bazen Samim’im aptallıklarına dayanamayarak yüzüne çekinmeden vuruyor.

Samim; “Kız bana bak, aklıma bir fikir geldi.”
Sıdıka; “Ne fikri abi, senin mi? Çişin falan gelmiş olmasın, karıştırıyor olmayasın?”

Sıdıka dizisi neden sevildi?
Sıdıka, kar yağınca mutlu olan bir genç kızın, annesine hevesle, “Anne kardan adam yapalım mı?” diye sorduğunda, annesinin, “Sus kız! İçi herif çekiyor derler,” diye hevesini baltalarken yaşadığı hayal kırıklığındaki sahicilik için sevildi bence. Genç bir kızın, 90’lar döneminde, ‘aşırı modern’ bir ailede yetişmediyse, büyük şehrin kenar mahallesinde, taşrada, köyde de yaşasa fark etmez, yaşadığı aile ve toplumsal baskılar, genellikle böyleydi. Üstüne bir de farkındalığı, ailedekilere ve çevrendekilere görece yüksekse yaşadığı yalnızlık hissi böyleydi. Genç bir kız, pencereye çıksa, sokakta biraz fazla dursa, arkadaşlarının ve özellikle erkeklerin yanında biraz fazla konuşsa, “Kız kendini mi gösteriyorsun?” ve “Elâlem ne der?” baskılarına maruz kalıyordu; işte o yüzden sahiciydi.

Dünyayı gezmeyi geçtim, dışarda gezmesine bile karışılan birçok genç bir kız, Sıdıka gibi, kitaplar sayesinde edindiği yüksek hayal gücü sayesinde, zihninde dünyaları, hatta gezegenleri, galaksiyi gezerdi. Kuponla biriktirilerek alınmış, Meydan Larousse ansiklopedilerinden öğrendiği bilgiler sayesinde ailedeki, okuldaki, mahallesindeki erkeklere “Hayır öyle değil,” deme cesaretiyle karşı çıkabilirdi. İnternetin, cep telefonunun olmadığı bir dönemde toplum neydi ki zaten? İçine doğduğun aile, yaşadığın mahalle ve memleketteki akrabalar… Genç bir kız, otuz yedi ekranda izlediği haberler, tartışma programları, gezgin belgeselleri sayesinde ve evin penceresinden gözetleyebildiği kadar dış dünyadan haberdar olur, yaşadığı dünyayı anlamlandırmaya çalışırdı. Ve Sıdıka gibi yediği tüm dayağa, hakarete, dışlanmaya, susturulmaya rağmen varoluşunu etrafına diretirdi. Akşam olup da herkes yatağına çekilince, dönemin popüler dertleşme aracı olan günlüğüne, aynı Sıdıka’nın yaptığı gibi, hayallerini, iç ve dış dünyasındaki çatışmalarını, saçmalıklarını, komikliklerini akıtırdı. Sıradan, monoton hayatını hayal gücüyle zenginleştiren, sadece evlenince kendisine ‘kadın’ denilebilen, çoğu 90’lar genç kızları gibi… Belki de bu yüzden Sıdıka önemli bir diziydi. Çünkü o, 90’lar Türkiye’sinde büyüyen birçok genç kızın sessiz direnişiydi.

Meltem Özkan
Meltem Özkan
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji mezunu, Yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesinde tamamladı. İstanbul’da yaşıyor ve sosyolog olarak çalışıyor. Çeşitli öykü kitaplarında ve dergilerde yazıları yayımlandı. Sinema ve senaryo alanındaki üretimlerinin yanı sıra, kadın odaklı sosyal projeler yürütmekte ve uluslararası eğitim programlarına katılmaktadır. Sinema, sosyal projeler ve yazarlık alanında üretimlerini sürdürmektedir. Üç kişilik bir ekip ile film ve dizi yorumları yaptığı “Uzaktan Bak Gözün Bozulacak” adlı bir podcasti bulunmaktadır.

POPÜLER YAZILAR