Doğurabilmek. Çağlar boyu kadının en yüksek mertebesi. Dişi olmanın en kutsal yanı. Doğurursun ya da doğurmazsın ama kadınsan itiraz edemeyeceğin en anlamlı gerçeğin bu. Doğurabilen, içinden başka bir dünya yaratabilen derin bir varlıktır kadın. Evrende doğa kadar gerçek, doğa kadar verici, doğa gibi yeni baştan yaratan zarif ruhtur o.
Anne olmak. Biyolojisinde dünyanın cennetini ve cehennemini barındıran ruh tekâmülüdür anne olmak. Doğurdun ve anne olduysan teslim aldığın yüce emanetle sorumluluğun, zaafın, başarının, yanılgının, sevginin doruklarında gezersin. İçgüdüsel hoşgörü, dünyayı kucaklayan coşku, en büyük korku ve anlayışa dayanan derin bir yük almışsındır kalbine. Karnından çıkan bebek, koskoca dünyadaki küçücük can o andan itibaren sana emanettir. Bu varoluş kadim bir var ediştir.
Annemin annesi,
Hayır anneannem değil, benim o.
Annemin annesi,
Hep istedim duysun, anlasın beni,
Sözde sevmek olmaz, fedakârlık gerekmez mi?
Ağacın yaprağı kökten su gelmezse neyler ki?
Arkadaş değil anne ister her yaşta çocuk kalbi.
Her zorda tek bıraktı beni,
Sen hep bana dayandın, ben kime dayanacaktım ki?
Duymadın sesimi hatta dinlemedin ki,
Sessiz çığlıklar atar çocuklar, annesi duymazsa kim duyar ki?
Boşluklarını benimle dolduruyordun,
Endişelerini, acılarını benimle dindiriyordun,
Söylenmezlere ortak ediyordun beni,
Ergen bile olsa yaprak kökün derdini taşıyamaz ki.
Sustum, pustum hep içime konuştum.
Ne hissettin demedi,
Annemin annesi.
Hayır anneannem değil, benim o.
Sormadı,
Duymadı,
Arkadaştık biz, benim annem hiç olmadı.
Her başlangıcın, her sonun, her yaşanmışlığın sessiz şahidi ve temelidir anne. Doğa gibi içinde zıtlıklar barındırır. Tanıdık ve yabancı, en doğru, bazen en yanlış, yazgı kadar şefkatli bir o kadar da acımasız, yanıtsız kapı ve her şeyin cevabı. Anne.
Bazen sevginin, şefkatin yılmadan usanmadan sunulduğu kapıdır. Korumanın, kollamanın en saf hâlidir. Fedakârlığı sonsuz, yaşamın pınarı olur anne. Bazen de yutan, zehirleyen, endişe veren, sonsuz sevse de rolünü benimseyemeyen, fedakârlık nedir bilmeyen, bunun da farkındalığına eremeyen kişi olur.
Üremek sorumluluktur. Üremek, arkasında müthiş bir planı barındırır. Varlığını varlığına adamayacaksan, kendini büyütmeyi durdurmadan bu adayışa sahip çıkmayacaksan yaratılana ihanettir üremek.
Doğurduğuna duyduğun sevgi, zaaftır. Sağlam, güçlü, kontrollü, sınırsız sevgi barındıran, disiplinli bir zaaftır. Sihirli bir dönüşüm, bir başka canlıda yeniden diriliş, bir mucizedir annelik. Girdiğin çukurların, çıktığın göklerin sebebidir.
Canımın içinden çıkmıştın.
Sen benim kanım, sol yanım,
Seni bana emanet etti yüce Tanrı’m.
Yolculuğumun armağanı,
Saçının tek teli için dünyaları yakarım.
Sana kavuştuğum gün bayramdı, festivaldi,
Aklım, ruhum anahtarsız kilitlendi.
Sen içimden çıkan ömrümün sürprizi ve mucizesi.
Beden şahit, ruh bilir, kalp emindi,
Kalbimde en kıymetli o yer artık senindi.
Tanrı’dan isterim ki hep sağlıklı ve mutlu ol,
Yolun hep aydınlık olsun,
Yaşamın boyunca yanında benim kadar seni sevenler bulunsun,
En büyük mevkilerde hep senin ismin okunsun.
Bir ritüeldir annelik, her gün aynı başlayıp aynı bitmesini dilediğin, monotonluğun en mutluluk verici hâlidir; hep aynı döngüleri yaşatan, dönüştüren, bebeği yoktan var eden, yoğurup şekillendiren. Yaşamın en kıymetli taşıyıcılığıdır. Kutsallığı, tamamen deneyim zenginliği, sırrı ve adayışındadır.
Annemin yoktu bende hasreti,
Tanımadığın birine hasret duyulmaz ki.
Uyarsalar, doğurma deseler de,
Bildiğini okuyan, sonuna koşan,
Varlığım yokluğuna olmuş armağan.
Yerinin boşluğu, anıların yokluğu,
Acıların üstü örtük, köküm kuru, ruhum sönük,
Ama bil ki sana teşekkürüm çok büyük.
Doğduysam yaşam bana senden ödül,
“Anne” lafı geçince ruh üzülür, kalp körük.
Sen bensiz…
Ben sensiz bugün ve dün,
Buluşacağız elbet cennette bir gün.
Annesi yaşamayanların hatta annesini hiç göremeyenlerin ilk kaynaktan aldıkları sevgi kanalını yutan yaşam yasları vardır. Doğarken varoluşlarına yok oluş eşlik edenlerin ya da herhangi bir yaşta annesini kaybedenlerin içlerinde dolmayan boşluk, onlara yaşam boyu eşlik eden en kederli dostlarıdır. Büyürken, mucize bir kalbe denk geldilerse acıları da yasları da o kalple birlikte dönüşür.
Mayıs ayındayız. Gerçek şu ki herkesin onu doğuran bir tanecik annesi var. Doğurmak anne olmak için gerekli, ama her zaman yeterli mi?
Anneler Günü bambaşka. Onun çok kutlayanı ve kutlananı var.
Gün biyolojik annelerin, anne hissedenlerin, anne yerine geçen babaların, anneannelerin, babaannelerin, halaların, teyzelerin, anne gibi sevip, sarıp, büyütenlerin günü.
ANNELER GÜNÜ’MÜZ KUTLU OLSUN…