Klasik Müziğin Unutulmuş Bestecileri: Francesca Caccini

0
79

Hayatı farklı notalar içeren bir beste gibi görürüm. Her gün, her karar, her hamle, her insan, eşsiz seslerde birer nota gibi hayat öykümüzün müziğini oluşturuyor. Çalışırken, kitap okurken veya yazı yazarken klasik müzik dinliyorum ve fark ediyorum ki hep aynı kişilere gidiyor elim; Beethoven, Chopin, Vivaldi, Mozart… Bir an durup düşünüyorum, nerede bu kadınlar? Hiç klasik müzik besteleyen kadın olmadı mı? Araştırmaya başlayınca fark ediyorum ki unutulmuş bir kültür var burada.

Yaya Kaldırımı Nota Kağıdı Montajı, Coney Adası, 1952 – Harold Feinstein

İlk ismimizi ziyaret etmek için küçük bir zaman ve mekân yolculuğu yapıp Floransa’ya ışınlanalım. Tarih 3 Şubat 1625, karnaval zamanı. Toskana, uzun yıllardır bir kadın liderin yönetiminde: Christine de Lorraine. Büyük Düşes Christine, Medici ailesinin önemli bir üyesi ve hem eşi I. Ferdinando’nun hem de oğlu II. Cosimo’nun ölümü nedeniyle on altı yıldır bölgeyi fiilen yönetiyor. Onun yönetimi altında kadınların konumu güçlenmiş, özellikle asil kadınlar için sanat ve eğitim destekleri artırılmış.

Medici Sarayı, o günlerde çok özel bir kutlama hazırlığında. Ziyaretlerine gelen Polonya Prensi’nin Hotin Savaşı’nda Osmanlılara karşı kazandığı zafer şerefine büyük, görkemli bir kutlama planlanmış. Kutlamalarda sahnelenecek eser, kötü kalpli büyücü Alcina’nın, şövalye Ruggiero’yu baştan çıkararak adasında tuzağa düşürmesini anlatıyor. Ruggiero, önceki kurbanlar gibi bu büyülü dünyadan hoşlanıyor gibi görünse de sonunda ‘iyi’ bir büyücü olan Melissa’nın yardımıyla özgürlüğüne kavuşuyor.

 Kısmen opera, kısmen bale olan bu gösteride hiçbir masraftan kaçınılmamış. Şarkı söyleyen bitkiler, yunusların üzerinde gelen cadılar, canavarlardan oluşan bir koro, kanatlanıp uçabilen gemiler ve at üzerinde yapılan bale performansları… Seyirciler bu büyüleyici gösteriye hayran kalıyor. Sahnelenen eser La Liberazione di Ruggiero dall’isola d’Alcina (Ruggiero’nun Alcina’nın Adasından Kurtuluşu) ve besteci kariyerinin zirvesinde olan otuz yedi yaşındaki Francesca Caccini.

Bir kadın tarafından bestelenip günümüze ulaşan en eski opera olarak kayıtlara geçecek olan bu eser, aynı zamanda İtalya dışında sergilenen ilk İtalyan operası ünvanına kavuşmuş. Bu olağanüstü anın gerçekleşmesini sağlayan birçok etken bir araya gelmiş olmalı diye düşünüp Francesca’yı bulmaya gidiyorum. Onu çalıştığı yerde, Floransa’da Medici Hanedanı’nın ana sarayı olan Pitti Sarayı’ndaki odasında buluyorum ve ona, hakkında bir yazı yazmak istediğimi söyleyip biraz kendinden bahsetmesini rica ediyorum.

Francesca, Medici Sarayı’nda görevli müzisyen ve besteci bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiş. Küçük yaşlarda ailesiyle birlikte şarkı söyleyerek başladığı kariyerinde yeteneğiyle Medici ailesinin dikkatini çektiğini hatırlıyor. Fakat Medici Sarayı’nda işe alındığı o günü hiç unutmamış. Büyük Düşes Christine, 1609 karnavalı için bir gösteri tasarlayıp senaryosunu yazması için ünlü Michelangelo’nun büyük yeğeni Michelangelo Buonarroti’yi görevlendirmiş. Seçilen format bir savaş sahnesini temsil eden bir dans gösterisiymiş. Bir köleyi kurtardığını sanan şövalyelerin, aslında Hindistan Prensi ile evlenmek üzere kaçırılan İran Prensesi olduğunu fark edip ülkesine geri götürdükleri bir hikaye seçilmiş. Bu gösteri için müziği bestelemesi adına Michelangelo, henüz on dokuz yaşındaki Francesca Caccini’yi seçmiş. Francesca, Michelangelo’nun sözleriyle ifade etmek gerekirse, ‘çok güzel’ bir müzik yaratmış ve bunun üzerine Medici Sarayı’nda saray bestecisi ve öğretmen olarak işe başlamış.

Ne yazık ki, Michelangelo’nun haklı olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyeceğiz çünkü bu müzik, Caccini’nin yazdığı birçok eser gibi günümüze ulaşmadı. Francesca, Medici Sarayı’nda en yüksek ücret alan müzisyen olarak uzun yıllar hizmet etti. Francesca’nın 1641 yılında Medici Sarayı’ndan ayrılmasının ardından, hakkında hiçbir kayıt bulunamamış. Birçok sanat tarihçisi bu nedenle Caccini’nin 1641 yılında hayatını kaybettiğini düşünüyor. İkinci olasılık ise; o sırada dul olan Francesca’nın tekrar evlenip soyadının değişmesi sonucu izini kaybetmemiz… İşte birkaç harf bile bir kadını tarihten silebilme gücüne sahip. Hayatı boyunca birçok başarılı işe imza atan Caccini, erkek bestecilerin aksine unutuldu ve eserlerinin araştırılması için çok az şey yapıldı.

Kaynaklar: Cusick, S. G. (2009), Francesca Caccini at the Medici Court, Chicago, IL, The University of Chicago Press., Beer, A. (2016), Sounds and Sweet Airs: The Forgotten Women of Classical Music, London, Oneworld.