Yazılar

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Özel Dosya

Madam Anahit: Pera’nın Solmayan Çiçeği

Dile kolay, kırk yıl… Şehirlerin incisi İstanbul’un gözbebeğinde, Beyoğlu...

Aliye Berger: Sanatın Özgür Ruhu

Türk sanat tarihinin en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri...

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Göz At

Yapay Zekadan İlham Alarak Düşlediğimiz Hayatı Yaratmak Mümkün Olabilir Mi?

İnsan ve evrensel yasalardan referans alınarak yaratılan yapay zekâ, insanın, yaşadığı gerçekliği nasıl değiştirebileceği ile ilgili sırları açıkça ortaya koyuyor.

Pembe Şehir Jaipur

Okuduğumuz bütün kitaplara, izlediğimiz bütün filmlere daha önce okuduklarımız...

Eskici

Ne kadar zamandır pencereden sokağı gözetliyorum, çok bilemiyorum. Zaten vaktin kaç olduğu da akrep ve yelkovanın birbirlerini izlemesiyle belirlenemez benim günümün akışında.

Kulüpte Tango

Mazi kalbimde bir yaradırBahtım saçlarımdan karadırBeni zaman zaman ağlatanİşte...

Kadın

“Susuyorsun?” dedi adam. Sustu kadın. Adam cevap bekledi, Kadın...

Mutlaka Oku

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Mukadderat: Elâlem ne der? İkinci bahar var mı?

“Aslında insanın canını en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır,” der Dostoyevski.

Old But Gold: Queen’s Gambit

Biliyorum, biliyorum… Üzerine bol bol yazıldı, çizildi… Fakat ben henüz ara ara açıp izlemekten usanmadım. Yaparım bunu. Aynı filmleri yeniden bir daha izlerim. Repliklerini ezbere bilsem bile sıkılmam, ilk kez izliyormuş gibi gözlerimi pür dikkat ekrana dikerim. Özellikle Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter bağımlıları neden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar, eminim.

Aynı Ağıdın Diliyiz

Tüm toplumlarda, bütün dinlerde, her çağda hedef hep kadındır. Sürdürülebilir kalıcı çözümler bulmak yerine hep geçiştirerek bu hedeflerde oyalanılmıştır. Bir yandan, kadın cephesinde geçmişe karşı kazanılan zaferler de yok değildir.

Doğadan Uzak, Instagrama Yakın: Kadınlar ve Kaybolan Bağlar

"Doğa, kadınlar gibidir; yaratıcılık ve dönüşümün sonsuz döngüsüdür” demiş Vandana Shiva, çevre aktivisti, feminist, yazar ve "ekofeminizmin" öncüsü.

Kitaplar

Görülmemiştir

Her biri farklı bir ses, farklı bir hayat. “Görülmemiştir”,...

Ayna Meselesi

Yazı bir oyundur. Oyun ciddiyet gerektirir. Doğrudan algılanamayan birçok...

Anne Gölgesi

Toplumda kabul görmek ve var olmak için kadınların önüne...

Dikkat Çekici

Uçmayı Unutan Kadın

Dışarıdan bir gözle değerlendirilmesi gereken bir nesne gibi davranmaya ne zaman başladık kendimize? Ne zaman her hareketimizi, her cümlemizi, vücudumuzdaki her kıvrımı eleştirir olduk?

Kulüpte Tango

Mazi kalbimde bir yaradırBahtım saçlarımdan karadırBeni zaman zaman ağlatanİşte...

Anne Gölgesi

Toplumda kabul görmek ve var olmak için kadınların önüne...

Kendinize ait bir odanız var mı?

1929 tarihli, feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilen “Kendine Ait Bir Oda”da kadınlara bu soruyu sorar Virginia Woolf...

Toprak Ananın Mülksüz Kızları

Zekiye, sabah güneş henüz tüm mahmurluğuyla doğmaya hazırlanırken, ondan...

Kaçırma

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Etkinlikler

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Ayna Meselesi Tanıtım ve İmza Günü

8 Mart 2024 tarihinde JustWork'de gerçekleştirilen imza günü etkinliğiyle...

Görülmemiştir İmza Günü

Çünkü Kadınız Kolektifi üçüncü kitabı "Görülmemiştir" 16 Şubat 2025...

Kitap Kulübü

Çünkü Kadınız Kitap Kulübü her ay Beril Bozdoğan moderatörlüğünde...

Popüler

Uysal Kız Üzerine…

Dostoyevski’nin “Uysal Kız” kitabında, hikâye sadece erkek kahraman tarafından anlatılmasına rağmen, olayları farklı açılardan da görebiliyoruz. Yazarın fantastik bir öykü olarak adlandırdığı,yetmiş yedi sayfalık bu kısa eserin bize söyleyecek çok sözü var.

Uçmayı Unutan Kadın

Dışarıdan bir gözle değerlendirilmesi gereken bir nesne gibi davranmaya ne zaman başladık kendimize? Ne zaman her hareketimizi, her cümlemizi, vücudumuzdaki her kıvrımı eleştirir olduk?

Bir Kadın Olarak Var Mıyım, Yok Muyum?

Dünyaya ilk adımımı “Bu da kız oldu, ne yapalım?” sorusundaki ‘kız’ olarak attığımda, bunun, hayatım boyunca sürecek bir var olma mücadelesine dönüşeceğini henüz bilmiyordum.

Kimim Ben?

Kendin olmaya karar verdiğin an güzelleşirsin.  COCO CHANEL “Annnneeeeee?” “Efendim çocuğum?” “Annnneeeeee?” “Eefendim çocuğuum?” “Anneeeee...

Susmayan Çığlık

Kitaplarla dolu, küçük çalışma odasında Asude, yazdığı metni bir...

Çünkü Kadınız

Yazılar

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Özel Dosya

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Aliye Berger: Sanatın Özgür Ruhu

Türk sanat tarihinin en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri...

Madam Anahit: Pera’nın Solmayan Çiçeği

Dile kolay, kırk yıl… Şehirlerin incisi İstanbul’un gözbebeğinde, Beyoğlu...

Göz At

Renkli Kuşlar Merdiveni

Ansızın tatlı bir meltem eserdi belki, gündüz vakti oturduğu...

Aşkın Şehri Tac Mahal

Haritada bir üzüm salkımını anımsatan Hindistan topraklarından ne imparatorluklar gelmiş geçmiş. Nice mihraceler, padişahlar toprak olmuş. Ama Tac Mahal taşa kesmiş bir şiir gibi, dinmiş bir fırtına gibi hem mazide hem atide, vakur ve mağrur öylece duruyor. “Hazır ol!” komutunda duran askerler gibi her an cenge hazır adeta. “Durmak hazır olmak mı, hazır olan durur mu, yürür mü?” diye düşünürken bu toprakların yetiştirdiği, Hindistan’ın Mehmet Akif’i diyebileceğimiz Muhammed İkbal’in sesi kulağımızda çınlıyor: “Sadece yolcular yürümez yollar da yürür.” Yani diyor ki yolda olan, dursa da yürür…

Hikâyeler ve Semboller

Büyükada’da bir pazar… Kışın en keyifli zaman geçirdiğim adanın...

Kendinize ait bir odanız var mı?

1929 tarihli, feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilen “Kendine Ait Bir Oda”da kadınlara bu soruyu sorar Virginia Woolf...

Mukadderat: Elâlem ne der? İkinci bahar var mı?

“Aslında insanın canını en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır,” der Dostoyevski.

Mutlaka Oku

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Mukadderat: Elâlem ne der? İkinci bahar var mı?

“Aslında insanın canını en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır,” der Dostoyevski.

Old But Gold: Queen’s Gambit

Biliyorum, biliyorum… Üzerine bol bol yazıldı, çizildi… Fakat ben henüz ara ara açıp izlemekten usanmadım. Yaparım bunu. Aynı filmleri yeniden bir daha izlerim. Repliklerini ezbere bilsem bile sıkılmam, ilk kez izliyormuş gibi gözlerimi pür dikkat ekrana dikerim. Özellikle Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter bağımlıları neden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar, eminim.

Aynı Ağıdın Diliyiz

Tüm toplumlarda, bütün dinlerde, her çağda hedef hep kadındır. Sürdürülebilir kalıcı çözümler bulmak yerine hep geçiştirerek bu hedeflerde oyalanılmıştır. Bir yandan, kadın cephesinde geçmişe karşı kazanılan zaferler de yok değildir.

Doğadan Uzak, Instagrama Yakın: Kadınlar ve Kaybolan Bağlar

"Doğa, kadınlar gibidir; yaratıcılık ve dönüşümün sonsuz döngüsüdür” demiş Vandana Shiva, çevre aktivisti, feminist, yazar ve "ekofeminizmin" öncüsü.

Kitaplar

Görülmemiştir

Her biri farklı bir ses, farklı bir hayat. “Görülmemiştir”,...

Anne Gölgesi

Toplumda kabul görmek ve var olmak için kadınların önüne...

Ayna Meselesi

Yazı bir oyundur. Oyun ciddiyet gerektirir. Doğrudan algılanamayan birçok...

Dikkat Çekici

Toprak Ananın Mülksüz Kızları

Zekiye, sabah güneş henüz tüm mahmurluğuyla doğmaya hazırlanırken, ondan...

Dünyadaki Kadın Kısırlığının Psikolojik Yansımaları

Kadın kısırlığı, küresel çapta milyonlarca kadını etkileyen yaygın bir sağlık sorunu. Fiziksel zorlukların yanı sıra, kısırlık kadınların ruhsal ve duygusal sağlığını derinlemesine etkileyen önemli psikolojik sorunları doğurmakta.

Vida

Haftalardır hayalini kurduğum bisiklet turunun günü gelmişti. Bir gün sorsalar, “Bu hayatta en çok sevdiğin şey nedir?” diye, uzayıp gidecek listemde “bisiklete binmek” baş sırlarda yer alır adıma.

Madam Anahit: Pera’nın Solmayan Çiçeği

Dile kolay, kırk yıl… Şehirlerin incisi İstanbul’un gözbebeğinde, Beyoğlu...

Uysal Kız Üzerine…

Dostoyevski’nin “Uysal Kız” kitabında, hikâye sadece erkek kahraman tarafından anlatılmasına rağmen, olayları farklı açılardan da görebiliyoruz. Yazarın fantastik bir öykü olarak adlandırdığı,yetmiş yedi sayfalık bu kısa eserin bize söyleyecek çok sözü var.

Kaçırma

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Etkinlikler

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Görülmemiştir İmza Günü

Çünkü Kadınız Kolektifi üçüncü kitabı "Görülmemiştir" 16 Şubat 2025...

Kitap Kulübü

Çünkü Kadınız Kitap Kulübü her ay Beril Bozdoğan moderatörlüğünde...

Ayna Meselesi Tanıtım ve İmza Günü

8 Mart 2024 tarihinde JustWork'de gerçekleştirilen imza günü etkinliğiyle...

Popüler

Kimim Ben?

Kendin olmaya karar verdiğin an güzelleşirsin.  COCO CHANEL “Annnneeeeee?” “Efendim çocuğum?” “Annnneeeeee?” “Eefendim çocuğuum?” “Anneeeee...

Toprak Ananın Mülksüz Kızları

Zekiye, sabah güneş henüz tüm mahmurluğuyla doğmaya hazırlanırken, ondan...

Görülmemiştir

Her biri farklı bir ses, farklı bir hayat. “Görülmemiştir”,...

Aylin

Bu sabah öldü Aylin. Apartmanımızın kapısının önünde, merdivenlerin üzerinde;...

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Çünkü Kadınız

Çünkü Kadınız

Sunday, April 13, 2025
spot_img

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Savaşların Gölgesinde Kadın Olmak

İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren bitmeyen doyumsuzluğu coğrafyaları yerle bir etmiştir. Ve tam da savaşların göbeğinde kadın olmak zordur.

Başından bombalar yağarken o bir vatandaş, kadın, eş ve annedir. Varoluşsal bir mücadele başlar. Eğer hayatta kalırsa yüzünü başka bir tarafa da dönmek ister. Bu mücadele sonra; edebiyata, sinemaya, tiyatroya, müziğe konu olur

Savaşın gölgesinde çıkan hikayeler hep boynu bükük, eksik ve yarımdır. Yaşanmışlıklar ve yaşanmamışlıkların ağırlığı ve kederi vardır. Dünya’nın her hangi bir yerindeki haksızlığa, acıya, direnişe, adaletsizliğe en çok sesini çıkartan kadınlardır. Onlar Allah tarafından yüksek bir duyarlılıkla yaratıldıkları için en çok acıyı duyan ve en çok acı çektirilen varlıklar olmuşlardır.

Savaşalar neticesinde yerinden yurdundan edilen, zorla göç etmek zorunda bıraktırılan kadınlar; hayata en baştan başlamanın güçlüğü ile de savaşmak zorunda kalmışlardır. Öldüren, yok eden savaş; bir kadın için yaşatan, büyüten, baş eden başka bir savaşa dönüşür yani savaş insani bir alanda varlığını göstermek zorundadır. Bunu yapmakta kadına düşer. Kimi kadınlar çok şükür hayattayız derken, bazıları da hayata bir iz bırakmak, bütün bu olan bitenleri tarihe not düşme derdindedir.

Hayat herkese adil bir dünya sunmuyor maalesef. Kimi kadınların yazgısı doğuştan kara oluyor, kimisi acıyı tatmadan eften püften dertleri dert sanıyor, kimi anlatmayınca dertsiz sanılıyor, kimisi cesaret iksiri içmiş gibi acının üstüne gidiyor kafa tutuyor, kimi kadın korkutulmuş, sindirilmiş sesi çıkmıyor, kimisi halinden memnun kolayı seçmek istiyor…

Milyonlarca kadının bir şekilde hayatta kalma yöntemi var ve  bambaşka. Ben en çok savaşçı ruhu olan, hiçbir şey değişmese bile ‘Ben azınlığın sesi olmak istiyorum.’ diyen, yürekli kadınların daha çok saygıya layık olduğuna inanıyorum. Elbette herkesin hikayesi var ama bazı hikayeler direnişin sesi ve yüzüdür.

Savaşın en gerçek yüzünü ancak savaş bitikten sonra anlarız. Çünkü savaş sırasında atılan bombaların öldürdüğü insanlar, yıktığı evler, hastaneler, okullar, ibadethaneler…içler acısı.  Peki kadın bunun neresinde? Kısaca her yerinde.

Ben savaşların ardından kadınların bıraktığı eserlerden örnekler vermek istiyorum. Amacım duygudaşlığımızı empati yaparak kuvvetlendirmek. Savaşlara katılan kadınların hikayesini en güzel anlatan birkaç yazarımızdan bahsetmek istiyorum.

Bunu en iyi anlatan yazarlardan biri  Nobel Edebiyat ödülü sahibi Belaruslu yazar  ve gazeteci ‘Svetlana Aleksiyeviç’ ve ‘Kadın Yok Savaşın Yüzünde’ eserinde İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyet kadınlarının yaşadıklarını anlatır. Bu kitapta savaşı kadınların ağzından dinliyoruz. Günümüz modern insanların  derdi ile kıyaslandığında insana kendi halini sorgulatan eserde, insan derin bir hüzne kapılıyor.

Diyor ki: “İnsan savaştan büyük…”

Savaşların, o vahşetin üzerinden yıllar geçiyor ve aynı insan olmuyorsun. İşte bu sancılı süreci yaşayan nice kadınlar var. Zihnimde anlatmak istediğim onca şey birbirini itiyor adeta , ben konuşmak istiyorum, bundan da bahset bundan da diyor. Söz almak isteyen birçok kadının yerine kalemimi konuşmak istiyorum.

“Savaş hakkında bildiğimiz her şeyi erkek sesinden dinlemişiz. Hepimiz savaşa ilişkin erkek tasavvurlarının ve erkek duyumlarının mahkumuyuz. Mesela benim dışımda hiç kimseler ninemi konuşturmamış, annemi konuşturmamış. Cepheyi görenler bile susuyor. Es kaza hatıralardan söz açıldı diyelim, kadınların değil, erkeklerin savaşını anlatıyorlar…” Kadın Yok Savaşın Yüzünde 

Benim de  çok severek okuduğum Agota Kristof’un Okumaz Yazmaz kitabından alıntılar bırakarak; savaşın gölgesinde ve sonrasında  şerefli bir yaşam mücadelesi veren kahraman kadınlarımızı saygıyla anıyorum.

Agota Kristof’ta savaşın mağdur ettiği kadınlardan biridir. Eserlerinde savaşın etkilerini güçlü kalemiyle okura aktarır.

Onlarla duygudaşlık ve yoldaşlık yapmanın hüznünü yaşıyorum. Elbette acıyı en çok yaşayan ve çeken bilir.

“Ben de, bu zorunlu sessizlik saatlerinde, bir çeşit günlük tutmaya başlıyorum, kimse okuyamasın diye şifreli bir yazı bile icat ediyorum. Mutsuzluğumu, acımı, üzüntümü, akşamları beni yatağımda sessizce ağlatan her şeyi not ediyorum.”

“ En çokta kaybettiğim özgürlüğüme ağlıyorum. Kaybettiğim çocukluğa da ağlıyorum, üçümüzün çocukluğuna.”

“Ama hepsinden en önemlisi o gün, 1956’nın  Kasım sonu, bir halka aidiyetimi kesin olarak kaybettim.”

“Okumayı yeniden öğrendim. Bana bir kelimenin anlamını ya da yazılışını sorduklarında asla, ‘Bilmiyorum,’ demeyeceğim. “Bir bakayım,” diyeceğim. Ve bıkıp usanmadan sözlüğe bakacağım. Bir sözlük tutkununa dönüşeceğim. Fransızcayı, anadili Fransızca olan yazarlar gibi asla yazamayacağımı biliyorum…”

“ Bu dili ben seçmedim. Kader, raslantılar, koşullar dayattı onu bana… okuma yazma bilmeyen birinin meydan okuması.”

Savaşın bütün yükünü omuzlarında ve ruhunda taşıyan kadınlarımızın hikayeleri hepimize örnek ve ilham olmalıdır. Bunca acıyla ve mücadeleyle yükselen seslere kayıtsız kalmamalıyız. Biraz empati, biraz dayanışma ve gücümüz neye yetiyorsa yettiği kadar desteğimizi esirgememeliyiz.

Bugün sessiz kaldığımız her şey bir gün bizim karşımıza çıkabilir. O yüzden bir yerden yükselen bir kadın sesi varda buna ses olalım. Bunu yapmak bizlerin insanlık borcudur. Kayıtsız kalmak, görmezden gelmek ise bir insanlık suçudur.

Savaşın gölgesinde yaşama tutunmaya çalışan o korkusuz ve koca yürekli kadınlara yürekten selamlar.

Bilge Demir
Bilge Demir
Bir şey vardı bana usul usul seslenen. "Küçük bir şehirden dünyayı görebilir, seslenebilirsin. Esas olan ruhtur." diyen. Sesin peşinden yürüdüm. O "Dünya" kitaplardı. Çantama aldığım bir ton kitapla ruhum yontulmaya başladı. Ben Bilge, Martin Eden'ın kadın versiyonu gibi hissediyorum kendimi. Bir kadının Bilgelik Yolculuğu ve bu yolun gönüllü işçisi. Ben, Bilge!

POPÜLER YAZILAR