Yazılar

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Özel Dosya

Madam Anahit: Pera’nın Solmayan Çiçeği

Dile kolay, kırk yıl… Şehirlerin incisi İstanbul’un gözbebeğinde, Beyoğlu...

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Aliye Berger: Sanatın Özgür Ruhu

Türk sanat tarihinin en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri...

Göz At

Şiddete Seyirci Kalmak

Kocası tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü. Çocuklarının gözü önünde altı kurşunla öldürülen kadın. Her gün basında karşımıza çıkan haberlerden biri. Kadının şiddet görmesi. Fiziksel ve psikolojik şiddet gören kadınların günbegün artması ve toplum olarak her birimizin az ya da çok suçlu olması. Bazılarımızın suç ortağı olması.

Kadeh

İçine insan konulan kabı da ayaklar taşıyor. Bedenim kadehse, ruhum şarap. Peki bedenim bir kâseyse eğer, o zaman içindeki ne ola? Kabın çeşidi mi, içindekini niteleyen; yoksa içindeki mi kaba kimlik veren?

Aylin

Bu sabah öldü Aylin. Apartmanımızın kapısının önünde, merdivenlerin üzerinde;...

Urgan

İçeriye giren kızgın güneş yüzünden, sırtımdan aşağıya kadar süzülen...

Kendinize ait bir odanız var mı?

1929 tarihli, feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilen “Kendine Ait Bir Oda”da kadınlara bu soruyu sorar Virginia Woolf...

Mutlaka Oku

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Mukadderat: Elâlem ne der? İkinci bahar var mı?

“Aslında insanın canını en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır,” der Dostoyevski.

Old But Gold: Queen’s Gambit

Biliyorum, biliyorum… Üzerine bol bol yazıldı, çizildi… Fakat ben henüz ara ara açıp izlemekten usanmadım. Yaparım bunu. Aynı filmleri yeniden bir daha izlerim. Repliklerini ezbere bilsem bile sıkılmam, ilk kez izliyormuş gibi gözlerimi pür dikkat ekrana dikerim. Özellikle Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter bağımlıları neden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar, eminim.

Savaşların Gölgesinde Kadın Olmak

İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren bitmeyen doyumsuzluğu coğrafyaları yerle bir etmiştir. Ve tam da savaşların göbeğinde kadın olmak zordur.

Doğadan Uzak, Instagrama Yakın: Kadınlar ve Kaybolan Bağlar

"Doğa, kadınlar gibidir; yaratıcılık ve dönüşümün sonsuz döngüsüdür” demiş Vandana Shiva, çevre aktivisti, feminist, yazar ve "ekofeminizmin" öncüsü.

Kitaplar

Görülmemiştir

Her biri farklı bir ses, farklı bir hayat. “Görülmemiştir”,...

Ayna Meselesi

Yazı bir oyundur. Oyun ciddiyet gerektirir. Doğrudan algılanamayan birçok...

Anne Gölgesi

Toplumda kabul görmek ve var olmak için kadınların önüne...

Dikkat Çekici

Yeni Bir Hayat Mümkün

Uzun yıllar önce oldukça sıradan olan hayatımı, mış gibi...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Manifesto

Sen, Evet, sen güzel kardeşim. Kadın olmanın ağır yükünü ama evrenin tüm renklerini her hücresinde taşıyan biriciğim. Benim gibi, bizim gibi nicesinin sessiz ama sonsuz dayanışmasına ihtiyaç duyan, bundan güç bulan nadide çiçeğim…

Renkli Kuşlar Merdiveni

Ansızın tatlı bir meltem eserdi belki, gündüz vakti oturduğu...

Kaçırma

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Etkinlikler

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Görülmemiştir İmza Günü

Çünkü Kadınız Kolektifi üçüncü kitabı "Görülmemiştir" 16 Şubat 2025...

Kitap Kulübü

Çünkü Kadınız Kitap Kulübü her ay Beril Bozdoğan moderatörlüğünde...

Ayna Meselesi Tanıtım ve İmza Günü

8 Mart 2024 tarihinde JustWork'de gerçekleştirilen imza günü etkinliğiyle...

Popüler

Kendinize ait bir odanız var mı?

1929 tarihli, feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilen “Kendine Ait Bir Oda”da kadınlara bu soruyu sorar Virginia Woolf...

Sancı

  Artık Korkun kalmadı, özgürsün . V for Vendetta BUYRUK “Hey neler oluyor?...

Ayna Meselesi Tanıtım ve İmza Günü

8 Mart 2024 tarihinde JustWork'de gerçekleştirilen imza günü etkinliğiyle...

Aylin

Bu sabah öldü Aylin. Apartmanımızın kapısının önünde, merdivenlerin üzerinde;...

Sahnede Savaşan Çiğ Damlası

Çamlıca’daki konaktan iki çocuğun kahkahaları duyuluyordu. Afife ve kuzeni...

Çünkü Kadınız

Yazılar

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Özel Dosya

Aliye Berger: Sanatın Özgür Ruhu

Türk sanat tarihinin en özgün ve yenilikçi isimlerinden biri...

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Madam Anahit: Pera’nın Solmayan Çiçeği

Dile kolay, kırk yıl… Şehirlerin incisi İstanbul’un gözbebeğinde, Beyoğlu...

Göz At

Eskici

Ne kadar zamandır pencereden sokağı gözetliyorum, çok bilemiyorum. Zaten vaktin kaç olduğu da akrep ve yelkovanın birbirlerini izlemesiyle belirlenemez benim günümün akışında.

Savaşların Gölgesinde Kadın Olmak

İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren bitmeyen doyumsuzluğu coğrafyaları yerle bir etmiştir. Ve tam da savaşların göbeğinde kadın olmak zordur.

Toprak Ananın Mülksüz Kızları

Zekiye, sabah güneş henüz tüm mahmurluğuyla doğmaya hazırlanırken, ondan...

Kimim Ben?

Kendin olmaya karar verdiğin an güzelleşirsin.  COCO CHANEL “Annnneeeeee?” “Efendim çocuğum?” “Annnneeeeee?” “Eefendim çocuğuum?” “Anneeeee...

Renkli Kuşlar Merdiveni

Ansızın tatlı bir meltem eserdi belki, gündüz vakti oturduğu...

Mutlaka Oku

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Mukadderat: Elâlem ne der? İkinci bahar var mı?

“Aslında insanın canını en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır,” der Dostoyevski.

Old But Gold: Queen’s Gambit

Biliyorum, biliyorum… Üzerine bol bol yazıldı, çizildi… Fakat ben henüz ara ara açıp izlemekten usanmadım. Yaparım bunu. Aynı filmleri yeniden bir daha izlerim. Repliklerini ezbere bilsem bile sıkılmam, ilk kez izliyormuş gibi gözlerimi pür dikkat ekrana dikerim. Özellikle Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter bağımlıları neden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar, eminim.

Savaşların Gölgesinde Kadın Olmak

İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren bitmeyen doyumsuzluğu coğrafyaları yerle bir etmiştir. Ve tam da savaşların göbeğinde kadın olmak zordur.

Doğadan Uzak, Instagrama Yakın: Kadınlar ve Kaybolan Bağlar

"Doğa, kadınlar gibidir; yaratıcılık ve dönüşümün sonsuz döngüsüdür” demiş Vandana Shiva, çevre aktivisti, feminist, yazar ve "ekofeminizmin" öncüsü.

Kitaplar

Anne Gölgesi

Toplumda kabul görmek ve var olmak için kadınların önüne...

Ayna Meselesi

Yazı bir oyundur. Oyun ciddiyet gerektirir. Doğrudan algılanamayan birçok...

Görülmemiştir

Her biri farklı bir ses, farklı bir hayat. “Görülmemiştir”,...

Dikkat Çekici

Ayna Meselesi

Yazı bir oyundur. Oyun ciddiyet gerektirir. Doğrudan algılanamayan birçok...

Toprak Ananın Mülksüz Kızları

Zekiye, sabah güneş henüz tüm mahmurluğuyla doğmaya hazırlanırken, ondan...

Yeni Bir Hayat Mümkün

Uzun yıllar önce oldukça sıradan olan hayatımı, mış gibi...

Eskici

Ne kadar zamandır pencereden sokağı gözetliyorum, çok bilemiyorum. Zaten vaktin kaç olduğu da akrep ve yelkovanın birbirlerini izlemesiyle belirlenemez benim günümün akışında.

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Kaçırma

Radarımıza Girenler-Kitap

İLK AŞK Elimizdeki kibritler ile kendimizi de karşımızdakini de yakmadan...

Radarımıza Girenler-Sinema

MARIA Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’ın hayat hikâyesinin konu edildiği...

Radarımıza Girenler-Tiyatro

SEYFİ BEY Seyfi Dursunoğlu'nun, Huysuz Virjin karakteriyle kazandığı popülerliğin arkasındaki...

Minik Bir Dudak Parlatıcısı

Gece aynaya bakmadan yattığım için çok pişmanım. En son...

Uyan Artık Uyuyan Güzel

Kurtul Şu Topuklulardan Sindirella, Ko(nu)şmamız Lazım Kadınlar Günü, sadece yasal...

Etkinlikler

Görülmemiştir İmza Günü

Çünkü Kadınız Kolektifi üçüncü kitabı "Görülmemiştir" 16 Şubat 2025...

Ayna Meselesi Tanıtım ve İmza Günü

8 Mart 2024 tarihinde JustWork'de gerçekleştirilen imza günü etkinliğiyle...

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Kitap Kulübü

Çünkü Kadınız Kitap Kulübü her ay Beril Bozdoğan moderatörlüğünde...

Popüler

Tezer Özlü: Yaşamın ve Ölümün Ucunda

Sene 1994. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı birinci...

Kırbaç, Pikap ve Kaos

Nietzsche’nin Lou Salome’ye olan derin aşkı belli bir süre sonra reddedilmeyle sonlanınca, Nietzsche kadınlara karşı olan bakış açısını “Böyle buyurdu Zerdüşt” kitabında  şöyle dillendirir: “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” Biz kırbacı unutmayıp daha sonra elimize almak kaydıyla bir kenara koyalım.

Manifesto

Sen, Evet, sen güzel kardeşim. Kadın olmanın ağır yükünü ama evrenin tüm renklerini her hücresinde taşıyan biriciğim. Benim gibi, bizim gibi nicesinin sessiz ama sonsuz dayanışmasına ihtiyaç duyan, bundan güç bulan nadide çiçeğim…

Sahnede Savaşan Çiğ Damlası

Çamlıca’daki konaktan iki çocuğun kahkahaları duyuluyordu. Afife ve kuzeni...

Anne Gölgesi Tanıtım ve İmza Günü

29 Haziran 2024 tarihinde imza günü etkinliğiyle tanıtımı gerçekleşen...

Çünkü Kadınız

Çünkü Kadınız

Saturday, April 12, 2025
spot_img

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Aynı Ağıdın Diliyiz

Tüm toplumlarda, bütün dinlerde, her çağda hedef hep kadındır.

Sürdürülebilir kalıcı çözümler bulmak yerine hep geçiştirerek bu hedeflerde oyalanılmıştır.

Bir yandan, kadın cephesinde geçmişe karşı kazanılan zaferler de yok değildir.

Var olan her şeyin anlamı, damıtılmış düşünce ve davranışlar bütünü olan kolektif bilinç, her şeyin bütün duyguların toplandığı yerin Allah’ın katı olduğunu söyleyen tasavvuf, kadın için “Mutlak güzelliğin bu âlemdeki yansımasıdır,” der.

Diğer yandan Leyla ile Mecnun hikâyesinde kadın, kişiyi ilahi olana ulaştıran vasıta olarak tanımlanmaktadır.

Bunca anlamlı tanımlamaya, içeriğe ve varoluşa rağmen hâlâ komplike ama aynı zamanda ilkel bir varlık olan insan, kadına da gün geçtikçe gerçek değerini vermeye, doğru yolu inançla ama maalesef bir kesimin de direncine rağmen katetmeye çalışmaktadır.

Tüm dünyayı karnında taşıyan kadın en temelde “Ana” olarak hakimdir. Toprak da ana, doğa da ana, hatta Moğollar’da yer de anadır. Bu kavramlar boşuna değildir. Kök salmanın, oradan gelip ona dönmenin, yaratımın, dönüşümün, değişimin, yeniden doğuşun kaynağıdır kadın.

Ana da en saf anlamıyla kadındır. Sadece analığa indirgemek isteyen kesimin çok dışında her kadının, doğurabilen, besleyebilen, dönüştüren olmaktan gelen tanımıdır. Kutsal olan doğurmak değil, doğurabiliyor olmaktır.

Kadını anlamak; bedeninden bağımsız, bedenin içindeki varoluşu hayatın içindeki oluşlarda değerlendirmek, sadece insanı anlamakla, insanın kendini anlamasıyla mümkün olacaktır. Evrimleştikçe ve geliştikçe buna güvenmemiz gerekiyor. İki yüz üç yüz yıl önceki kölelik zamanının vahşiliği ile bugünün insanının vahşiliğini karşılaştırdığımızda aradaki fark gelişmişliğin tabii ki karşı konulmaz ilerleyişidir. Ehlileşen insan, insanlaşarak ilerliyor. Bu gelişim farkı vahşiliğe daha yatkın insanoğlu artık bugün bir kişi öldürüldüğünde tek vücut toplum olarak isyan edebiliyor. Can almanın ve yağmalamanın doğallığı, ehlileştikçe daha da göze batıyor ve cana yapılan vahşete karşı çıkma oranını artırıyor.

Kadınların geçmişte öldürülmeleri, tecavüz edilmeleri, linç edilmeleri, asılıp kesilmeleri, dışlanmaları ilkel zamanlarda daha normalken uygarlık ilerledikçe normallikten çıkıp suç olarak adlandırılmaya başlanmış şükür ki. İstatiksel bakıldığında, toplumda kadınlara verilen değer de giderek fazlalaşıyor. Her ne kadar da adımlar yavaş ve yeterli atılmasa da…

Kadın; toplumda, pazarlarda köle olarak satılırken, satıldığı yerde hizmetli, işçi ya da sahibinin onu kullanması için ne yer gösterilirse orada yaşamak zorunda kalmıştı. Bu, onun isteği olmadığı gibi hayvanla eşdeğer kılınması incitici ve medeniyetten uzak, ilkel bir sorundu.

Kadına verilen değer arttıkça, kadınlar toplumda ürettikçe, değerini, yerini ispatladıkça ve bu değer ona toplum ve devlet tarafından da verildikçe; kadının, çocuğun, canın değeri de artıyor. Bunun kanıtı da; bugün bir kız çocuğuna yapılan bir zararın peşine tüm ülke düşmesi ve o kız çocuğu için birleşerek avaz avaz adalet talebini dile getirmesidir.

Gezegenimize baktığımızda işlevsiz ve gereksiz tek varlık insan aslında. Hayatın içinde aktif, verimli, üretken, farkındalığı gelişmiş kadınlar bugün kendi özüne çaba harcıyor ve harcadığı enerjiyi doğurduğuna da geçiriyor, öğretiyor, bilinçlendiriyor. Bunu başardıkça da insanı da potansiyel olarak yükseltiyor.

Kadının değerine indirilen her darbe kimyasal dengesiyle oynanan bir toplum yaratacak ve beyninin iç dosyalarını düzenleyemeyecektir. Dengede olmak, çaba ile doğru orantılıdır. Çaba içinde olan insan çabada olmayı etrafına da bulaştıracaktır. Hayatın matematiğini çözmek çabada ve dengede olmakla mümkündür. Tüm kalkanlarımızı, gücümüzü kuvvetlendirir.

Kadınlar var olan tüm dünyayı doğurandır. Ezik kadın ezik çocuklar yetiştirecek, kadını köleleştirdikçe, kısıtladıkça özgürlüğü kısıtlanmış nesiller yetişecektir. Kadınına kısır davranıyor, organizmanın, insanın, doğanın, canın annesine, kadınına toplumda yer edindiremiyorsan o toplumun dünyada da yeri yoktur.

Kadının önemini anlamak yerine saçma hurafelerle kadını küçültüp, bununla da yetinmeyip yo etmeye çalışan, insanın dişisine yapılacak olan yatırımın topluma, topluma yapılan yatırımın dünyaya ve gezegene kadar varan faydasını hesaplayamayan gerici zihniyetle dönüşüm olmayacağını bilip, beyinlere yatırım yapılmasının gerekliliği kavranmalıdır.

Önyargıdan sıyrılabilen bireyler ve toplumlar düşüncelerini sağlıklı yapılandırabilirler. Gelişmişlik hassaslaşmaktır. Hassaslaşan insan korteksini de verimli çalıştıracaktır. Birbirimizi, her birimizin kendi yolculuğunda tekâmül ettiğini unutmadan yargılamalıyız.

Anneliğin mantığına ermiş, erkeğin gözündeki güzellik algısından ibaret olmadığı bilincine varan kadının gelişimini, geleceğini hiç kimse engelleyemez.

Varoluş yolunda, aktif olma yolculuğunda, hayattan ne beklediğini bilen, lider, hayata katkısı olan kadınların yoluna artık bu yüzyıldan sonra kimse taş koyamaz. Günümüzün gelişen, değişen, dönüşen kadını; cahillerin tuzaklarına takılmadan, ahlâkıyla, duruşuyla, başarısıyla ilerleyecektir. Kadına sahip çıkan çocuğa sahip çıkıyor demektir. Çocuk gelecekteki toplumdur. Toplumuna sahip çıkan da yaşanılası bir dünya yaratacaktır.

Kadın kadının canıdır. Birlikte el ele güçlenir, aynı acıya aynı yürekle ağlayabiliriz. 

Biz aynı ağıdın diliyiz.

Berna Kiper
Berna Kiper
İzmir doğumlu, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Yönetim Ve Organizasyon bölümünde yüksek lisansın yanı sıra 15 yıl eğitimcilik yaptı. “Bu Öykülerin Dili Var” isimli kolektif kitapta “Soğuk Pruva” adlı öyküsü yayınlandı. Onedio’da “Adalet Dediğimiz Olgu” ve “Korkmaktan Korkma” başlıklı iki makalesi yayımlandı. Evli, iki çocuk annesi.

POPÜLER YAZILAR