Röportaj: M. Bilge Demir
“Şurada bir kadın var, kuşbakışı yaşamına dokunmaya çalışacağım bir kadın.”
Şenay Günay
Bir kadın düşünün öyle böyle bir kadın değil. Gökyüzünü ve yeryüzünü ezbere biliyor. Gözlerini kapattığında her detayı kirpiklerinin ucuyla çiziyor. Rüzgârlar yoldaşı, bulutlar sırdaşı. Cumhuriyet tarihinin en nadide kadınlarından; kanatlarını elleriyle, azmiyle, inancıyla çırpmış, her kanat sesinde yeri göğü inletmiş, gökyüzünün asi kartalı; yeryüzünün asalet abidesi. O “Yüzyılın İlk Kadın Pilot Albayı” Şenay Günay.
Ona dair söylenecek sözler gökyüzü kadar uçsuz bucaksızdır. Demem o ki ne desem az ve eksik kalır. Şenay Günay ülkemizim medar-ı iftiharı, kadınların en gür sesi, inancın ve başarının asil yüzü ve ilk “Kadın Pilot Albay”
Kendisiyle öyle keyifli bir söyleşi yaptım ki tadı damağımda kaldı. Sanki dün gibi, o konuştu ben saçlarını, yüzünü, ellerini, dimdik duruşunu ve mesleğine dair dopdolu birikimini ezberime aldım. Mustafa Kemal Atatürk’ten, askerlik mesleğinden, gökyüzünden, kadınlardan, kadına biçilmiş toplumsal rollerden, aşktan, başarıdan ve onun için asker olmak kadar önemli olan ressamlık sevgisinden konuştuk. Bir ömür, bir asır elbette bir yazıyla anlatılamaz. Gücüm yettiği kadar yazmaya çalıştım. Kâh gökyüzünde kâh yeryüzünde gezintiye çıktık; çoğu zaman kanadımıza engeller takıldı onlarla uğraştık. Yorulduk haliyle, ama devam ettik. O zaman başlayalım yolculuğumuza.
Sayın Günay Türk Havacılık Tarihi’nin ilk kadın pilotu olma şerefine sahipsiniz. Erkek egemen bir meslek alanında mesleğini gururla ve şerefle icra etmiş bir kadınsınız. Bu süreçten bize bahseder misiniz?
Ben Hukuk Fakültesi okuyorken, 1955-1956 yıllarında radyoda, “Dikkat dikkat! Harp Okulları’nın kapısı Türk kız çocuklarına açılmıştır,” diyordu. Babam son derce muhafazakâr bir insandı ve Çanakkale Gazisiydi. Annem ve ağabeylerim babamı razı ettiler ve babam beni eliyle götürdü. İzmir Hava Harp Okulu’na teslim etti. Benim havacılık serüvenim böyle başladı.

Ve Harp Okulu’ndan mezun oldunuz pilot olarak.
Evet, mezun oldum asıl zorlu zamanlarım başladı. Her noktada karşıma ve yoluma çukurlar açıldı, tümsekler çıktı. Hepsini atlattım. 1980 yılında Albay oldum ve beni emekliliğe zorladılar. Herkeste biliyor ki birçok haksızlığa uğradım. Ama hepsini atlattım.
“Mücadeleyi göze almadan mücadeleye girişilemez,” diyorsunuz kitabınızda. Mesleğiniz hem psikolojik, hem fizyolojik, hem sosyolojik açıdan oldukça yıpratıcı bir alan. Ve kadın olmanın size yaşattığı güçlükleri ve onlarla mücadele etme yöntemlerinizi bilmek biz kadınlar için de ilham olacaktır.
Kadına bakış açısı evvelden beri bazı kesimleri rahatsız ediyordu. Ama yılmadan çalıştım, daha çok çalıştım. Başrolde ve hedefte olan ben, tüm ayrıntıları yaşayarak öğrenecektim. Öğrendim de. Ben, erkelerle aynı sıralarda okudum. Onlarla birlikte kilometrelerce yürüdüm silah omzumda, aynı karavanda yemek yedim. Ne oldu? Tecrübe edindim. O çocukların her biri aşiret reisi olarak yetiştirilmiş ama hasbelkader, aileleri parasız diye Harp Okulu’na yollanmış. Hava, Kara, Deniz Harp Okulları vardı. Evvela bana farklı baktılar. Ailelerinde kadınlar onların bacılarıydı, yer süpürür, hayvan altı temizler, süt sağarlardı. Kadının görevi onlara göre bunlardı. Yani kabilelerde sözü geçmeyen kadınlardı. Bundan sebep kadının varlığını garipsediler. Ama sonunda alıştılar.
Sayın Albay’ım siz aynı zamanda NATO’nun da ilk kadın pilotusunuz. Ve birçok ülkede Türk Hava Kuvvetleri’ni temsil ettiniz. Dünya’nın en gelişmiş ülkelerinde bile kadın pilot yokken bizim ülkemizde siz vardınız. Biraz bu konu hakkında bizi aydınlatır mısınız?
Evet, o zamanlar Amerika’da da Rusya’da da savaş statüsünde yetiştirilmiş kadın asker pilot yoktu. Amerika 1990’da ilk kadın subaylarını aldı. Ben 1960’ta uçuş brövemi aldım. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ilk kadın Pilot Albay’ı ve asker ressamı, bir de NATO’nun ilk kadın Pilot Albayıyım. NATO’da yoktu. Ben bir mektup yazdım, şöyle dedim;
“Lütfen tarihçiler araştırsın, 1980 yılında ben Albaylığa terfi ettim, o dönemde Avrupa’da NATO’da kadın albay var mıydı? Hayır, yoktu. Tarafımca tetkik edilmiş, katıldığım toplantılarda görülmüştür. Hiçbir ülkede yokken bizim ülkemizde vardı kadın Pilot.
Sayın Albay’ım biz sanırım başarılı kadınlarımıza sahip çıkma konusunda noksanlıklar yaşıyoruz. Ve sizin söyleyecek çok anlamlı mesajlarınız var. Çünkü kadınlar için çok önemli bir rol modelsiniz. Ve hiçbir şey kolay olmadı sizin için. “Değirmenlerle savaştım,” diyorsunuz. Geçmişe bakınca bir söz söylemiş olsanız ne derdiniz?
Ben sırf kadın olduğum için, bir kesimin üvey evlatlarından biri sıfatıyla hem uçtum hem uçuşa giden yolda canımı dişime takarak önüme apansız çıkarılan değirmenlerle savaştım. Yolun en sonunda ise onlar mağlup, ben de galiptim. Bu galibiyetimde emeğim kadar inancımda etkiliydi. İnancın ve azmin zaferiydi benim hikâyem.
“Tüm gücünüzü, tüm kuvvetinizi ve otoritenizi seferber edip, nerdeyse üstüne ordu ile gittiğiniz bu kadın, ne yapmış, ne günah işlemişti?…” Değirmenlerle Savaştım, 206. S
Hayatınızda önünüzdeki dağları, kayaları aşmakla uğraştığınızı okudum. Hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değilmiş hayatınızda. Çok zorlu bir yolculuk sizin ki.
Sevgili Bilge, uçmak çok önemli değil, önemli olan bunu, yaptığınız işi topluma kabul ettirmek. Özellikle kendi çalıştığınız alandaki insanlara kabul ettirmek. Benim bir huyum vardır; korkunun üstüne giderim. Size yapamazsın dedikleri her şeyi alnının akıyla başarmış olmak insanların hoşuna gitmez. Bu yüzden çok sorunlar yaşadım. Ama galibiyetim en güzel cevaptı; çünkü ben aynı zamanda inançlı bir insanım. İnancım ve duam yolumu aydınlattı. Gökte de yerde de!
Askerlik mesleği çok şerefli bir meslek. Siz ve sizin gibi vatansever askerlerimize minnettarız.
Çalıştığım dönemde yanımızda şehit düşen arkadaşlarımız oldu. Bazı meslekleri yapıyorsanız bunların olabileceğini de biliyorsunuz. Şehit düşen askerlerimizi de rahmetle anmak istiyorum. Vatanseverliğin cinsiyeti olmaz Bilgeciğim.
Albay’ım siz aynı zamanda ülkemizin ilk kadın asker ressamısınız. Kitabınızda diyorsunuz ki: “Gönlümdeki sultan ressamlık…” Gönlünüzdeki sultan geçen yıllara rağmen zerre eksilmemiş ve siz ressamlığı adeta gökyüzü ile bütünleştirip tuvale aktarmışsınız. Evinizin duvarlarındaki her resim sizin asil parmaklarınızla ölümsüzleşmiş ve bir esere dönüşmüş. Bu sultandan bahseder misiniz?
Resim yapmak insan için yararlı desem az gelir. Tamir edici. Her şeyi tamir eden. Hasta olduğunuzda, bir şeye kızdığınızda vs. resmin başına oturmak çok önemli. Ben beş yaşımdan beri resim yaptığımı hatırlıyorum. Babam 55. Piyade Alay’ında Üsteğmen’di. Kuşadası’na atanmıştı. Ve ben Kuşadası’nda üç katlı ahşap bir evde ağabeylerimin ablalarımın resim kalemlerini bulur, bir şeyler çizerdim. Böyle başladı.

Sayın Albay’ım Pilot olarak görev yaptığınızda resim yapma sanatına özleminizi nasıl giderdiniz?
Ben bir Pilot’tum ve göklerde hep resim yaptım. Hayalimde hep resim yapmak vardı. Hayalimdeki resim sanatını, orada uyguladım. Bulutlar üzerinden geçerken rengârenk dağlar, ovalar yol arkadaşımdı. Buda havadayken resim yapma duygumu bir nevi tatmin ediyordu.
Şenay Albay’ım evinizin her köşesinde resimler var. Resmen gökyüzünü beyninize kazımışsınız. İlk Asker Ressamsınız. Örnek aldığınız ressamlar var mıydı, yoksa kendi hayal gücünüzden mi ilham aldınız?
Tabii, çok resim sanatçısı var. Şeker Ahmet Paşa ,Halil Paşa, Ziya Paşa aynı zamanda asker ressamlar onlar.
Sayın Günay, sizi dinledikçe bir pilotta olması gereken en önemli şeylerden birinin de muhakeme kabiliyetinin olması gerektiğini hissediyorum. Çünkü orada, gökyüzünde yalnızsınız. Her şeyi siz düşünmek zorundasınız.
Elbette, muhakeme kabiliyeti gökyüzünde en çok işinize yarayan şeydir. Ben hem havada hem hem karada savaş verdim. Öyle anlar vardır ki muhakeme kabiliyeti sizin imdadınıza yetişir.
Sayın Albay’ım bu söyleşi Cumhuriyet Bayramı’na ithafen, Cumhuriyet kadınları adına sizin sesinizle yayınlanacak. Özellikle Atatürkçü ve Cumhuriyetçi bir kadın olarak biz kadınlara vereceğiniz mesaj nedir?
Kadın dayanışması önemlidir fakat kadın dayanışması maalesef fazla yok. Kıskançlık birçok yerde var. Benim de başıma birçok kez geldi. Bunun önüne geçmesini bilmek, kadına biraz daha erkekten fazla mücadele ruhunu aşılamak lazım. Mücadele edilecek, hele ki şu dönemde…
Kadını evde oturmaya teşvik eden ve “en az üç çocuk yapın diye, eve kapatmak isteyen”, -sanki mağara döneminde yaşıyor gibi- erkeklerin, gidip hayvan avlayıp evine getiren,-sanki o dönemdeki gibi- kadını evde oturmalı, üç çocuk yapmalı… ben buna taktım âdeta. Bu kadar saçama buldum. Türk kadını bu değildir. Türk kadını evde oturmaz. Mustafa Kemal ATATÜRK her şeye katmış kadınları. O bambaşka bir adamdı. Hayranıyım, Atatürk’ün aşığıyım gerçekten. Onu okuduğum zaman, onunla ilgili kitaplara baktığım zaman hayranlığım daha da artıyor. Atatürk gibi bir lidere sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Fakat şimdi Atatürksüzleştirilmeye çalışılıyor. Atatürk’ün Türk kadınlarına verdiği önem şu sözleriyle tarihe geçmiştir:
“Ey Kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” M. K. ATATÜRK
Sayın Albay’ım siz gökyüzünün ve yeryüzünün her haline hakim bir askerdiniz. Gökyüzü ve yeryüzü arasındaki en belirgin fark nedir?
Gökyüzü sonsuzluğun keşfedilmediği bir dünya. Henüz onu keşfeden olmadı; yeryüzü ise insanların emrinde ,her zaman her yerde keşfedilmeye hazır duruyor.
Topraklar keşfedilebiliyor ama hava ele geçirilemez. Hava sonsuzluğun ifadesidir bence. Yani havayı kimse teslim alamaz. Havadayken en büyük özgürlüğü yaşarsın, güzelliği o. En çok özgürlüğün yaşandığı yer. Yani kara ile havanın arasındaki fark; birisi maddi diğeri manevi sonsuzluğu temsil ediyor. Çünkü karada her şeye sahipsiniz. Her noktaya sahip olma imkanınız var. Ama havada o sonsuzluğa hakim olamazsınız. Bence, daha yukarılarda Allah’ın katı var, buna inanıyorum. Keşifler yapılıyor, yapılacak da; uzaya gidiliyor, gidilecek de. Sonu nereye varırsa varsın fezayı, gökleri tam manasıyla keşfedemezler. O bir sonsuzluktur. Sonu belli olmayan bir dünya, onun için de konuşmak zor.
Şenay Albay’ım Mustafa Kemal ATATÜRK bizim ölümsüz liderimiz ve dünyanın saygı duyduğu ve varlığını kabul ettiği bir lider. Her Türk askerinin içinde de emsalsiz bir yeri vardır. Atatürk’ü bilmek, anlamak ve onun izinden gitmek hepimizin vatandaşlık görevi. Siz gökyüzüne izinizi bıraktınız bir kadın Pilot olarak. Yeryüzüne de fırça izinizi bıraktınız.
Evet, gökyüzünde de yeryüzünde de parmak izlerim var. Ben ATATÜRK sayesinde, Cumhuriyet sayesinde ben kadın haklarına sahip oldum. Mücadele etmeyince hiçbir şey olmuyor. Hele Türkiye gibi bir ülkede.
Sayın Albay’ım sizin dönemlerinizle şimdiki zamanı kıyasladığınızda o dönemler, bazı şeylere sahip olmak daha mı zordu?
Evet, tabii. O zamanlarda emek vardı. Kadınların üstündeki bu baskı yüzyılın başından itibaren var. Kadınlar evde otursun diyen bir sistemde, kadınların sesinin çıkması lazım. Korkuyorlar. Kadın derneklerinin sesinin çıkması lazım. Cumhuriyet’i izinden korkusuzca gitmeliyiz.

Sayın Şenay Günay, Cumhuriyet Bayramı’na özel yaptığımız bu söyleşi öyle özel özel kıymetli ki. Bunca birikmiş anıları benimle paylaştınız. Ben, Çünkü Kadınız Kolektifi adına sizinle bu söyleşiyi yaptım. Sevgili editörümüz Yücel Cüre hanımefendinin ve yazar arkadaşlarımın size sevgi ve hürmetlerini sunarak söyleşiyi sonlandırmak istiyorum. Burada yazmakla bitiremeyeceğim anılar, hüzünler, başarılarınız var. Dile kolay bir asır, ne kadar anlatsan o kadar eksik kalacak. Çok teşekkür ediyorum Albay’ım. Sizin gibi ülkesine hizmet etmiş şerefli bir Türk askerini, Yüzyılın İlk Kadın Pilot Albay’ını tanıdığım için gurur duyuyorum. Sağ olun, var olun.
Hayatım tam anlamıyla dolu dolu geçti. İnsancıl olmak çok önemli. Her sözün, her cevabın yaşanmışlığı var. Anlatmakla bitmez. Eskilerden dem vurduk, kadın haklarından bahsettik, cumhuriyetten bahsettik… Herkes doğruyu söylemeli dokuz köyden kovulsa da. Sağlığınıza dikkat edin. Türk kadını fırsat verildiğinde her şeyi yapar. Ben de çok teşekkür ediyorum sevgili Bilge. Kadın yazarlara selamlar, sevgiler.
Geceleri uykumdan uyanıyor, resim yapıyordum. Resim ve gökyüzü benim hayatımdı. Burada yazmakla bitiremeyeceğim hayatımın en güzel anlarını yaşadığım, özellikle Atatürk sevdalısı bir Cumhuriyet kadını tanıdım. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Ben bu Cumhuriyet Bayramı’nı Yüzyılın İlk Kadın Albay Pilotu Şenay Günay ile gökyüzünde kutluyorum.


