Cumartesi, Kasım 22, 2025

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Yalnız mısın Kadın?

Herkesin ev hâli vardır. Dışarıdan uzaklaşmak için kullandığı sığınakları… Güvenli hissetmemiz gereken, kendimiz olduğumuz sığınağımız… Kadınlarımızın bazıları için ev hâli, sığınak değil hapishane oluyor. Aslında dışarıdan bile sığınmaya ihtiyacımızın olmaması gerekirken evimizin içinde bile korunma alanı yaratma ihtiyacı duyan kadınlarımız var. Fransız yazar Dario Fo “Yalnız Kadın’’ eserinde, kara mizah kalemiyle tam da bu tutsaklığa değiniyor. Yani; bu konu, bu dert, bu toplumsal sorun evrenseldir. Kadınsal değil, erkeksel değil, evrenseldir. Yazarın bu konuyu “nasıl ele aldığından’’ bahsetmek istiyorum. Öncelikle, okurken bir yandan gözlerinizden yaş süzülürken bir yandan da dudağınızın kenarında hafif bir gülümseme beliriyor. Bence bu, katarsis yaşamanın en zorlu, dengesiz hâlidir. Oyun şöyle başlar: Kadın, camdaki komşusuna seslenir ama evdeki müzik sesi yüzünden kendi sesini komşusuna duyuramaz. Yalnız olduğunu hissetmemek için radyoyu açmıştır. Bu; kadının, evinin içinde yalnızlığından kaçmak için bir koruma alanı ve yöntemidir. Hatta çalan müziği sevip sevmemesi bile önemli değildir, gürültü olsun yeter. Aslında evde yalnız değildir. Buna rağmen yalnız hisseder. Umarım, bu his sizlere tanıdık gelmemiştir. Evinde her şeyi vardır ama hepsi evine aittir, kendisine değil. İnsan kendine ait eşyalara da sığınır. Bu, kendine kaçmanın bir yoludur. Eşyalara bile kaçamayan kadınlar… Daha sonra oyundaki kadınımız telefon görüşmesi yapar. Konuştuğu kişi, evin tüm düzeninin hesabını sorar, kadın hesabını verir. Hatta evini arayan sapığın hesabını bile verir. Sapıklardan da o sorumludur. Tüm bunlardan sinirlenip kaçmak ister ama “neşeli olması gerektiği’’ uyarılarıyla gülüşüne hapsolur. Kadın; gördüğü işkencelerin nedeninin “çok sevmekten ve korumak amaçlı’’ olduğunu belirtir. İşkence edenin, vicdanından kaçış sığınağı da “hep sevgiden’’ olmaz mı zaten? Bir de soramadıklarımız, öğrenemediklerimiz var. Onlar da hep “ayıp’’tan. Yazar bu konuları da karakterin, deneyimsiz deneyimlerini anlatmasıyla ele almıştır. Sonunda ise kadın artık ne yapacağını şaşırmıştır. Kafa karışıklığı arşa çıkmıştır. Tüm olanların suçlusunu bulmaya çalışır. Kendi dahil herkesi suçlar. Tıpkı, çıkış yolu bulamadığımızda tüm kapıları denediğimiz gibi. Hepsi kapalı olamaz ya! İllaki birinin açık olduğuna inanırız. Bir de, o kapının en güzel yere açılan kapı olduğuna inanırız. Aslında, amacımız açık kapıyı bulmak değil, en güzel yere açılan kapıyı bulabilmek. Umarım, en güzel kapılarınız hep açık olur, pencereleriniz ise gerçek komşulara açılır.

Selin Öykü Ata
Selin Öykü Ata
Bursa’nın Karacabey ilçesinde, 26.09.1991 tarihinde doğdum. Ailemle birlikte Karacabey’de ikamet etmekteyim. Sakarya Üniversitesi, uluslararası ilişkiler mezunuyum. Amatör olarak tiyatro ile ilgilenmekteyim. Karacabey ve Sakarya’da çeşitli oyunlarda rol aldım. Tiyatro, yazı yazmak, boyama yapmak hobilerimdir.

POPÜLER YAZILAR