Cumartesi, Kasım 22, 2025

En Çok Okunanlar

spot_img

Benzer Yazılar

Zorla Güzellik Olur

Kadındaki vahşi doğa, en derinindeki ilkel güçtür. Kadın, gerek kültürel ve gerekse de toplum tarafından uğradığı baskıya rağmen, sürekli vahşi doğasına dönerek bu doğasını tekrar tekrar yaşamayı arzular.
Kadınlık, geçmişten beri toplumca bastırılmakla beraber ihmal edilerek ezilmiştir. Tüm bunlar kadınların içsel doğa ve doğal güçlerini biçimlendirerek çoğu defa yok sayılışına neden olmuştur. Kadının içgüdüsü ve ruhsal gücü genelde çok gerilerde kalmış ama zaman geçtikçe tüm bu baskılara rağmen kaybettikleri canlılığın idrakine varmıştır. Jungcu bir psikanalist, kadının kaybettiği gücü yeniden bulmasının sadece kendi içsel dünyasında derinlere yapacağı kazılarla olası olabileceğini vurgular.
Kadınlar, geçmişte yaşanan ruhsal ve duygusal enkazdan sancılar içinde de olsa yeniden doğuşu yaşayabilir. Günümüz kadını, toplumun dayattıklarıyla biçimlenen bir yaşamı sürdürmektedir.
Kurtlarla Koşan Kadınlar adlı eserin yazarı Clarissa P. Estes, kadının ruhsal durumunun vahşi kurtla benzeştiğini anlatır. Kurt, tıpkı kadın gibi sezgisi kuvvetli, güçlü ve dayanıklıdır. Ne var ki her ikisi de dış dünyadan aldığı saldırı ve yanlış anlamaya maruz bırakılmıştır. Kadın da, aynı kurt gibi, çoğunlukla yanlış anlaşılıp saldırılara uğrayarak kendisinin vahşi tarafını bastırmak zorunluluğunda kalır.
Bu sebeple gerek kurt gerekse de kadın hem gücünü yitirir hem de köleleşerek bastırılıp yok edilmeye çalışılır.
Kadın, vahşi doğa ve içsel gücünün farkına vardığında, dünyayı algılama şekli de başkalaşır. Çünkü kadın için ‘vahşi’ olmak, kontrolsüz güçten öte bütünlük ve doğallık manasındadır.
Kadınların vahşi doğasında, içindeki en ilkel ve derin güç vardır. Bu nedenle de her şeye rağmen kadın bu doğaya dönerek yaşamı yeniden başlatmak ister. Yani zorla güzellik yapmak ister.
Bu içsel dönüşümle kadın, kendisini bir bilge, kâhin, hayalperest, sezgisel ve yaratıcı bir güç gibi yeniden keşfeder. Vahşi kadınlar, içsel güçlerini tekrar kazanıp sadece kendisinin hayatını değil, etrafındaki kadınları da iyileştirmek ister.
İçsel dönüşüm aşamasında kadın, toplumun kendisini pasif ve zayıf bir varlık biçiminde gördüğü anlayışın karşısında güçlü bir direnişle durur.
‘Vahşi Kadın’ arketipiyle kadın yeniden doğduğu zaman gerek içsel gerekse de dışsal dünyasında özgür, güçlü ve yaratıcılığını kazanır. Böylece vahşi doğasıyla yeniden can bulup özgürlük sahibi olur. Dönüşüm halinde kadınların olması gereken ruhsal durumuna erişmesi, sezgisel güç ve yaratıcı enerjiyi yeniden kazanımı mühimdir. Kadınların vahşi doğayla hemhal olduğu ilişki, onları hayatta kalıp yaratıcı güçlerini kullanmaya sevk eder.
Kadınlar, bu aşamada sadece kendilerini değil, etrafındaki kadınları da güçlendirerek bir lider konumuna gelirler. ‘Vahşi Kadın’, tüm kadınlara ilham verdiği gibi verdiği cesaretle de hepsini özgürleştirir. Bu durum, sadece kişisel bir güçlenme hali değil, ayrıca bir kolektifin bilinçlenme aşamasıdır. Kadınlar, içsel keşif yolculuğu sırasında sadece kendi gücünü değil, ayrıca da bütün dişil güçleri de keşfederek tüm güçleri bir arada toparlar. Kadın, kendisini keşfetmeye başladığında toplumun dayatmış olduğu sınırı aşıp sadece fiziksel değil, aynı anda duygusal ve psikolojik sınırları da aşar.
Kadın içsel yolculuğunda kendini keşfederken ne yazık ki bu yolculuk her daim kolay olmamıştır. Kadın, geçmişin travması ile kültürel baskısını aşarak yol almak durumunda kalmıştır. Bu süreçte kadının ruhsal sağlığı ve içsel denetimi çok mühimdir. Kadın, ‘Vahşi Kadın’ arketipiyle alakasını yeniden kurup, içsel dünyasında dengeyi sağlamaya çalışır. Kadınların bu dönüşümü, onların önceki benliğiyle barışarak geçmişteki acıları da arkada bırakışını sağlar. Böylece kadınlar kendilerini yeniden keşfederken toplumun dayattığı rollerin de dışına çıkıp özgürleşebilirler.
Vahşi kadınlar, bir taraftan geçmişin yarasını iyileştirmeye çalışırken diğer taraftan geleceğe dair cesaret ve umudu hep taşır. Kadınlar, bu aşamanın neticesinde sadece kendi içsel güçlerine sahip olmakla kalmaz, toplumsal manada da daha dirençli ve güçlü bireyler haline gelir.
Kadının bu içsel serüveni, yalnızca bir psikolojik iyileşme aşaması değil, aynı anda da toplumsal ve kültürel dönüşüm aşamasıdır. Kadın, kendisinin içsel gücünü keşfettiğinde yalnızca kendi yaşamını değil, toplumların yaşamını da değiştirir.
Bu değişim, kadınların toplumsal ve bireysel manada özgürlüklerini kazanarak yol aldığı bir süreç olur. Kadınlar, vahşi doğalarına döndüğünde içindeki gücü keşfederek bu gücünü toplumsal biçimde de paylaşır.
Bu aşama, kadının sadece kendini değil, ayrıca bütün toplumu da dönüştürme potansiyeli olduğunun harika bir göstergesidir. Sonuçta ‘Vahşi Kadın’ arketipi, kadınların içinde bulunan en derin güç ve sezgiyi simgeler.
Kadınlar bu güçleriyle bağ kurduklarında hem kendini hem de içinde bulunduğu toplumu ve dolayısıyla etrafındaki dünyayı değiştirerek dönüştürme kapasitesine sahip olurlar. Kadınlar, vahşi doğalarına dönüp sadece kendini değil de bütün kadınları özgürleştirirken bu özgürlükle toplumda bir devrim yaratarak hak ettikleri yaşama erişir.

Alisa Çiçek Akyol
Alisa Çiçek Akyol
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Denetim ve Risk Yönetimi yüksek lisans mezunu olup bir kamu kurumunda denetmendir. Uçan Süpürge Film Festivali gönüllüsü olup festivalde aktif görev almıştır. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin Kalite Topluluğunda denetim kurulu ve TEMA Vakfı üyesi olup Telli Turna Doğa Derneğinin Etimesgut ilçe başkanıdır. 6 Şubat depreminden etkilenen üniversite öğrencilerine mentorluk yapmış, Milli Kütüphanede görme engelliler yararına arşive sesli kitap okumuş ve çeşitli bakanlık, belediye, huzurevi ve üniversitelerde sunuculuk yapmıştır. 2008-2019 arası canlı radyo programları yapmış ve sunmuştur. TRT Avaz "Türk Dünyasından İzler" programında seslendirme yapmıştır. Okçuluk, fotoğraf, tiyatro, salon dansları, sinema, seyahat, spor, müzik, halk dansları, doğa yürüyüşü alanlarına meraklıdır.

POPÜLER YAZILAR